Seksenler

İstanbul’un eski mahallelerinden birinde karısı ile yaşayan Fehmi Bey, tüm çocuklarını karşısında görünce çok sevinir. Tüm aile evin kat karşılığında satılması için toplanmıştır.

Seksenler 2. Bölüm.

1980 yılının başlarında yaşanan ekonomik sıkıntılardan Fehmi ve ailesi de olumsuz etkilenmektedir. Döviz kurları fırlayınca ailenin bin mark olan borcu ikiye katlanmış ve ödenemez hale gelmiştir.

Ahmet, Gülden’e olan aşkını bir mektupla anlatmak ister. Gülden mektubu okuduğunda tepkisi ne olacaktır?

Ahmet’in Gülden’e olan aşkı gün geçtikçe artarken, Rukiye de ona kız aramaktadır. Ahmet başka bir kızı aklına bile getiremeyecek durumdayken, yaşayacağı kötü bir sürpriz bütün dengeleri alt üst eder.

Gülden’e sırılsıklam âşık olan Ahmet’in, annesinin tanıştırdığı kızın Suzan’la yakınlaşmaya başlaması görenleri hayrete düşürür. Özellikle Gülden, bu duruma hiç beklenmedik bir tepki verir.

Ahmet sonunda iş bulmasına en çok Rukiye sevinir. Artık gönül rahatlığıyla Ahmet’e kız isteyebileceklerdir. Hiçbir şeyden haberi olmayan Fehmi ise, kız istemeye gideceklerini duyunca şaşkına döner.

Fehmi, gece mesaisine kalacaktır. Bunu duyan Rukiye, 1980 yılının “anarşik” ortamında, onun başına kötü bir şey gelmesinden korkar. Panik olan Rukiye, çareyi Ahmet’le konuşmakta bulur.

Rukiye, peşine Nazlı’yı da takarak Ahmet’i zorla daktilo kursuna gönderir. Ahmet daktilo kursuna başlarda istemeden gitse de, daha sonra Gülden’in ettiği bir laf yüzünden hırslanır.

Ahmet’in bir türlü kapanmak bilmeyen borcu, onu gün geçtikçe daha fazla bunaltmaya başlamıştır. Minibüsçülükten kazandığı para yetmiyor, borç aldığı adamlar her gün biraz daha sıkıştırıyordur.

Tefeciye olan borcunu kapatmak için başka çaresi olmayan ve bu yüzden Ergun’la beraber kaçak çay işine giren Ahmet, karşısında polis Rıza ve Selahattin’i görünce adeta şok olur.

Suzan’la evlenmekten vazgeçen Ahmet, bunu delikanlılığa yakıştıramaz ve hatasını telafi etmek için evlenmeyi kabul eder. Bunu duyan herkesi buruk bir sevinç alırken, Gülden’in tepkisi nasıl olacaktır?

Gülden’e olan aşkından gözü hiçbir şey görmeyen Ahmet dayanamaz ve Gülden’e ilan-ı aşk etmek ister. Gülden’in karşısında heyecandan dili tutulan Ahmet, çareyi aşkını duvara yazmakta bulur.

SeksenleKomşuluğun ve birlik beraberliğin en iyi gösterildiği günlerden biri olan kandil günü gelip çatmış Rukiye’yi kandil hazırlıkları telaşı sarmıştır…

İş yerinde grev olması sebebiyle bir müddet çalışmayacak olan Fehmi’yi ve ailesini geçim derdi sarar.

Mahalledeki tüm evleri teker teker soyan ve ardında hiç iz bırakmayan hırsıza karşı, Almancı genç Şahin, mahallenin çocuklarından oluşan bir karate ordusu kurmaya karar verir.

1980 yılında, anarşinin tavan yaptığı zamanlarda, çocuklarının başına kötü bir şey gelecek korkusuyla endişe içinde olan Fehmi’nin, onları evde tutmak için bulduğu yol herkesi şaşırtır.

İş yerindeki grevde gözcü olması istenen Fehmi, bunu Rukiye’ye çaktırmadan nasıl yapacağını düşünmektedir. Rukiye ise Ahmet’in kısmetinin kapalı olduğunu düşünerek ona kurşun döktürmek istemektedir.

Toto oynadığı için bütün gün radyonun başında maç dinleyen Fehmi, ev halkı şaşırtır. Gülden’in, uzun zamandır doğru düzgün bir işi olmayan Ahmet’e SSK’lı bir iş bulması Rukiye’yi sevindirir.

Ergun, yurt dışından getirttiği su ısıtıcısını Pastacı Sami'ye satmaya çalışırken, bekçi Bekir gelir. Ergun, onu atlatmak için ayaküstü kırk yalan söyler ve komik duruma düşer.

Fehmi, Ahmet’i çalışması için Almanya’ya göndermek konusunda kararlıdır. Türkiye’de kalmak için tek çaresinin evlenmek olduğunu düşünen Ahmet, cesaretini toplayıp Gülden’in karşısına çıkar.